بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

لَا فِيهَا غَوْلٌ وَلَا هُمْ عَنْهَا يُنزَفُونَ ٤٧

Onda ne bir gaile vardır, ne de başlarına vurur.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَعِندَهُمْ قَٰصِرَٰتُ ٱلطَّرْفِ عِينٌ ٤٨

Yanlarında iri gözlü nazarlarını kasretmiş nazenînler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

كَأَنَّهُنَّ بَيْضٌ مَّكْنُونٌ ٤٩

Sanki saklı yumurtalar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَأَقْبَلَ بَعْضُهُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ يَتَسَآءَلُونَ ٥٠

Derken bazısı bazısına dönmüş soruyorlardır:

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالَ قَآئِلٌ مِّنْهُمْ إِنِّى كَانَ لِى قَرِينٌ ٥١

İçlerinden bir söyleyen "benim der: bir karînim vardı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

يَقُولُ أَءِنَّكَ لَمِنَ ٱلْمُصَدِّقِينَ ٥٢

Derdi: sen cidden inananlardan mısın?

– Elmalılı Hamdi Yazır

أَءِذَا مِتْنَا وَكُنَّا تُرَابًا وَعِظَٰمًا أَءِنَّا لَمَدِينُونَ ٥٣

Öldüğümüz de bir toprakla bir yığın kemik olduğumuz vakit hakikaten biz cezalanacak mıyız?".

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالَ هَلْ أَنتُم مُّطَّلِعُونَ ٥٤

Nasıl der bir bakıştırır mısınız:

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَٱطَّلَعَ فَرَءَاهُ فِى سَوَآءِ ٱلْجَحِيمِ ٥٥

Derken bakmış onu tâ cehennemin ortasında görmüştür.

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالَ تَٱللَّهِ إِن كِدتَّ لَتُرْدِينِ ٥٦

Tallahi, der: doğrusu sen az daha beni helâk edecektin.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَلَوْلَا نِعْمَةُ رَبِّى لَكُنتُ مِنَ ٱلْمُحْضَرِينَ ٥٧

Rabb’imin nimeti olmasa idi ben de bu ihzar edilenlerden olacaktım.

– Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR
Okuyucu